1 Mayıs 2014 Perşembe

Namdar Nami Karatay (1896-1953)

Namdar Nami Karatay (1896-1953) Gerçek adı Mehmet Namdar olan ve 1896 yılında Konya’da doğan usta şAİR, soyadını da yine aynı yerde bulunan Karatay Türbesi’nden esinlenerek almıştır. 
Hukuk Mektebi’nde okumuş, daha sonra ondaki yeteneği gören bir maarif müfettişinin aracılık etmesiyle, birkaç arkadaşıyla birlikte Fransa’ya gönderilmiştir. 
Paris’teSORBONNE Üniversitesi’nin Felsefe bölümünü bitiren Karatay, yurtdışına gitmeden önce de, döndükten sonra da Anadolu’nun çeşitli okullarında öğretmenlik yapmıştır. 
Felsefi Meslekler Sözlüğü, Namık Kemal ve İdealizmi, Yazma Dersleri, Kitaplarımın Hikayesi, Geçti Bor’un Pazarı gibi eserleri vardır. 



Benim ağzım pek yandı, ama siz dikkat edin,
Yalnız layık olan adama hürmet edin,
Haddini kim bilmezse ona hakaret edin,
Ele alçak durmayın, onu hakikat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

İnsanların kimisi uyuz köpek gibidir,

Kimisi ayı gibi, kimi eşek gibidir,
Tilkiye doğru olmak, hakka sövmek gibidir,
Namerdi okşamayın, onu bir tokat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

Pehpehler, pohpohlarla çok itleri at yaptık,

Uçurduk da göklere alkıştan kanat yaptık,
Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık,
Üstüne çul vursanız, it onu kanat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

İşini uyduranlar tilki gibi kurnazdır,

Silahı hep yalandır, zekası gayet azdır,
Yalanını tutsanız, fayda yok utanmazdır,
Yüzüne tükürseniz, onu kalafat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

Gösterme karda gez de kimseye izlerini,

Kıymet bilmeyenlere arz etme cevherini,
Varlığını belli et, açmadan her yerini,
Bir hamal kayığını sarhoş bilmez, yat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.

Sözü yerinde söyle, demiri tavında döv,

Öveceğin adamı iyi tart da öyle öv,
Söveceğin adamın yüzüne tükür de söv,
Yüzüne tükürmezsen onu iltifat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.


İki gözüm, eller gibi safa sürmek hakkın değil, 
Nene gerek apartıman, nene gerek otomobil, 
Çok a
ğır da olsa yükün taşımayı vazife bil, 
Bir yarı
şa girme sakın, altındaki topal eşek, 
Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek.. 

Çadır senin nene yetmez, tutturmu
şsun villa diye, 
Üzüyorsun yüre
ğini, yat isterim ille diye, 
Ta
ştan taşa fırlatıyor felek seni bilye diye, 
Ne anlarsın piyanodan, çal kavalı e
ğlenerek, 
Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek... 

Adam olmak kolay de
ğil, amca ister, dayı ister, 
Garip olan ne hak ile bir de aslan payı ister, 
Armudun en iyisini da
ğda gezen ayı ister, 
Eller gibi olamadım diye sakın üzme yürek, 
Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek... 

Açıkgözler yakalamı
ş' her biri bir ballı petek, 
Ne dökerler alın teri, ne çekerler a
ğır emek, 
Sanki onlar yurt sahibi, sen ise bir uyuz medek, 
Dik kafalı olma sakın, akıntıya çekme kürek, 
Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek... 

Sen ne zengin olacaksın, ne burjuva türedisi, 
Suç kimdedir zaten, yoksa talihinin kredisi, 
Söndür artık içerinde alevlenen her hevesi, 
Kuru ekmek bulamazsın, canın ister ya
ğlı börek, 
Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek... 

Telli zurna onlarındır, küheylan at onlarındır, 
Sırmalı don onlarındır, takım dârât onlarındır, 
Mor cepkenler onlarındır, kürkler kat kat onlarındır, 
Sana yeter sırtındaki
şu yamalı mintan gömlek, 

Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek... 

Varsın onlar bezensinIer, varsın onlar kurulsunlar, 
Varsın bütün hısım kavım birbirine sarılsınlar, 
Sen bahtına küs de çekil, onlar bol bol serilsinler, 
Onlar yesin muz, ananas, senin payın kabak, kelek. 
Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek...




Salla Başını, Al Maaşını

Ey inleyen zavallı; bulmu
şsun kırk yaşını
Kazanmak istiyorsan bu hayat sava
şını
Yemelisin hakikat denen zehir a
şını !

Ne derlerse hu deyip hemen salla ba
şını
Gerdan kır, belini bük, her ay al maa
şını

Tatar a
ğası gibi öyle dolaşma yaya,
El o
ğluna baksana ne ar kalmış, ne haya !
Sen de bulup bir day
ı hemen arkanı daya !

O ne derse hu deyip hemen salla ba
şını,
Gerdan k
ır, belini bük her ay al maaşını !

K
ör kadıysa şehla de, incitme düz tabanı,
D
üşküne ver nasihat, kodamana arkanı !
Zengin ol sen de a
şır her dağdan arabanı !

Tekerine ta
ş korlar sallamazsan başını,
Dilini tut uslu dur, her ay al maa
şını !

Bir kalantor g
örünce yerlere kadar eğil,
El pen
çe ol, divan dur, bu şerefsizlik değil !
U
şaklığını meziyet, riyayı fazilet bil !

Kim ne derse desin hemen salla ba
şını
Gerdan k
ır, belini bük, her ay al maaşını !

T
ıkamış kulağını herkes hakkın sesine,
Bir cevahir kutusu olsan kimin nesine ?
Seni feda ederler elin çingenesine !

En iyisi hu deyip salla ba
şını
Gerdan k
ır, belini bük, her ay al maaşını !

Şeflerle iyi geçin, amirle bul arayı,
Az
ıcık sen de öğren dalgayı, dubarayı,
B
ırakıver kanasın vicdan denen yarayı !

Ne derlerse desinler hemen salla ba
şını,
Gerdan kır, belini bük, her ay al maa
şını !

K
öpeklerle boğuşma, tepişme katırla,
Hamamda kavga olmaz s
ütü bozuk hatırla !
Kula
ğına küpe yap, bu sözümü hatırla ;

Kim ne derse hu deyip salla ba
şını,
Gerdan g
ır, belini bük, her ay al maaşını !

Diyorlar ki ta
ç bile baş eğilmezse konmaz,
Önünde eğilirsen kılıç bile dokunmaz !
Dik durduk
ça bir başa devlet kuşu konmaz !

Bu d
ünyada kaide sallamaktır başını,
E
ğil, bükül, gerdan kır, her ay al maaşını !

Bir g
üvercin eder mi atmacalarla yarış?
Öğrenmedin dünyayı gezdin karış karış !
Gel vazge
ç bu sevdadan, haydi kervana karış !

Ne derlerse hu deyip hemen salla ba
şını,
S
ürüden ayrılma ki versinler maaşını !
Artırmaya konmuştur terfiler maliyede
Bu usulle yap
ılır nakiller saniyede,
S
öylesen de faydasız Vali`y-i ali`ye de

En iyisi hu deyip hemen salla ba
şını,
Uslu dur, dilini tut, her ay al maa
şını !

İrtikaplarla irtiya sanma ki güç bir iştir
İlmini bilen için ismi alış veriştir!
Usulünü ö
ğren de bu nimetten veriştir !

Her lokmada hu deyip hemen salla ba
şını,
Uslu dur, dilini tut, her ay al maa
şını !

Bir so
ğan soyulurken yaşarıyor da gözler,
Vatanda
ş soyulurken, aldırmıyor öküzler !
Hayadan eser yoktur nafile bu s
özler !

Beyhude inat etme hemen salla ba
şını
Dilini tut, uslu dur, z
ıkkımlan maaşını !

Namdar Rahmi Karatay






Başta kavak yelleri estiği günler hani ? 
Bekledi
ğin alaylı şanlı düğünler hani? 
Selvi gibi ümitler
şimdi döndü birer iğdeye, 
Geçti Bor'un pazarı,sür e
şeğini Niğde'ye. 

Sende cevher var imi
ş onu herkes ne bilsin. 
Kimler böyle bir zü
ğürdün huzurunda eğilsin ? 
Şööle bir dairede müdür bile değilsin. 
Ne çıkar ö
ğrenmişsin mesahayı pi diye, 
Geçti Bor'un pazarı,sür e
şeğini Niğde'ye. 

Bilmemki ne olmaktı senin gayen,maksadın ? 
Fare gibi kitaplar arasında ya
şadın. 
Ne dans ettin e
ğlendin,ne sevdin kız kadın, 
Kim dedi be hey serseri gençli
ğine kıy diye ? 
Geçti Bor'un pazarı,sür e
şeğini Niğde'ye. 

Gönül ne çalgı ister,ne e
ğlence ne de dans, 
Ne,güzel kadınların önlerinde reverans. 
Kapandıkça kapandı bunca yıldır kahpe
şans. 
Şimdi İhtiyarlık gölgesi perde çekti dideye, 
Geçti Bor'un pazarı,sür e
şeğini Niğde'ye. 

Fırsatı iyi kolla,olma sakın dangalak, 
Ye iç e
ğlen dünyada keyfine bak,
Sende iç
şampanyalar,viskiler bardak bardak, 
Dokunuyor üç kadeh
şimdi bizim mideye, 
Geçti Bor'un pazarı,sür e
şeğini Niğde'ye. 

Hasanın böre
ğine vaktinde yetişmeli, 
Hiç durmadan gövdeye atı
ştırıp şişmeli. 
Sonrada kavrulmadan mükemmelen pi
şmeli, 
Yoksa seni almazlar hiç bir i
şe çiğ diye, 
Geçti Bor'un pazarı,sür e
şeğini Niğde'ye.  


Namdar Rahmi Karatay